Çalışmalarım

“Yüz yıl önce, büyük zorluk ve yokluklar içerisinde, yedi düvele karşı kazanılan kutlu zaferin yıldönümünü, bugün büyük bir gurur ve şerefle kutluyoruz” diyen Genel Başkan Ünal şunları söyledi:

“İstiklalinden ve istikbalinden asla vaz geçmeyen Türk Milleti, Anadolu coğrafyasını yurt edindiği andan itibaren, çeşitli zorluklarla mücadele etmiş ve etmektedir. Her dönemde, farklı sinsi planlarla ülkemizi parçalamak, milletimizi bölmek ve Devletimizi yok etmek isteyen dahili ve harici düşmanlar olmuştur. Bu saldırılar her seferinde, milletimizin birliği, beraberliği ve sarsılmaz imanıyla püskürtülmüş ve yok edilmiştir.

"Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır" anlayışıyla, Samsun’dan başlayarak Amasya, Erzurum, Sivas ve Ankara’ya uzanan meşakkatli, ancak bir o kadar da şerefli bir yolculuğa tarih ve insanlık şahitlik etmiştir.      

Bu eşsiz mücadelenin sonunda, Ankara’dan güçlü bir şekilde “İSTİKLAL VE İSTİKBALİMİZDEN ASLA VAZ GEÇMEYECEĞİZ” diye 29 Ekim 1923’te dünyaya ilan edilmiştir. Bütün mazlumların umudu olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, inşaallah nice yüzyıllara ve sonsuza kadar yaşayacaktır.

Milletçe birliğimizden, beraberliğimizden ve dirliğimizden asla taviz veremeyiz. İstiklalimizin sembolü olan ve şehit kanlarıyla sulanmış, ay yıldızlı al bayrağımızın göklerde hür bir şekilde dalgalanması gurur kaynağımızdır.

İstiklal Marşımızda yer alan;

 “Bu ezanlar-ki şehâdetleri dînin temeli,
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli”
mısralarındaki ifadeyle, beş vakit minarelerden ezanlarımızın okunması dinmeyecektir.

Garb’ın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar;
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir îmânı boğar,
"Medeniyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?

Dizelerinde belirtildiği gibi, bütün dünyada vahşete sebep olan, canavarlaşmış sözde medeni ülkelerin karşısında varlığımızı korumak zorundayız.   

Bunun içindir ki; Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin bütün devletler içerisinde, her alanda en ileri ve en güçlü olması için, hepimizin üzerine düşen görevi eksiksiz yapması gereklidir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bütün mazlumların umududur. Bu coğrafya, bu ülke, bu Devlet kolay kazanılmamıştır. Çok bedeller önemiştir ve ödenmeye de devam etmektedir.

100 yıl önce bu büyük mücadeleye önderlik yapan Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları, kahraman ecdadımız ve aziz şehitlerimizi minnet, şükran, saygı ve dualarla anıyor, Yüce Allah`tan rahmet diliyorum.

Cumhuriyet Bayramımız ve Türkiye Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümü kutlu olsun.

Türk Milleti mutlu, huzurlu ve Devletimiz her daim güçlü ve ebediyen var olsun.”